Page 11 - 148
P. 11

riciye gibi alanlarda da faliyet göstermişlerdir. Devlet   rından ibaret olmayıp, ferdi, ailevi, hukuki ve sosyal
        idaresinde özel bir ayrıcalığa sahip olan Ermeniler,   hayatın tüm yönlerini düzenleyen bir sistem oldu-
        milletvekilliğinin yanı sıra genel müdürlük, müsteşar-  ğundan, gayrimüslimlere tanınan din ve vicdan hürri-
        lık, veya bakanlık gibi üst düzey devlet görevlerine   yeti; iman ve ibadet hürriyetinin  yanı sıra evlenme,
        getirilmişlerdir.                                     boşanma, miras gibi her türlü hukuki işlemlerinde,
                                                              kendi hukuk kurallarına tabi olmalarını öngörmüştür.
        Yahudiler                                             Yine Osmanlı Devleti’nde gayrimüslimlerin dini me-

                                                              seleleri cemaat reislerine bırakılmıştır. Din adamları-
        Yahudiler İstanbul’un fethine kadar merkezi bir       nın belirlenmesi, ayinlerin tertip edilmesi, mabetlerin
        örgütlenmeye sahip değildi. Çok sayıda cemaat birbi-  (kilise ve havralar) tamir edilmesi, buraların gelir-gi-
        rinden bağımsız olarak                                                           der işlemleri, çocukların
        yaşamını sürdürüyordu.       “...Din adamlarının belirlenmesi, ayinlerin         eğitim-öğretimleri gibi
        Osmanlı Devleti’nin her                                                          konular, gayrimüslimle-
                                     tertip edilmesi, mabetlerin (kilise ve hav-
        millete gösterdiği hoş-                                                          rin iç işleri olarak kabul
        görü, Avrupa ülkelerinde     ralar) tamir edilmesi, buraların gelir-gider        edilerek, bu konularda
        Hristiyanlaştırılmaya       işlemleri, çocukların eğitim-öğretimleri gibi        düzenleme ve uygulama
        çalışılan, bu ve benzer                                                          yetkisi patrik ve metro-
        nedenlerle Hristiyanların     konular, gayrimüslimlerin iç işleri olarak         politlere verilmiştir.
        zulmüne uğrayan Muse-       kabul edilerek, bu konularda düzenleme ve
        vilerin özellikle İspan-     uygulama yetkisi patrik ve metropolitlere           İslam dininde “kitap
        ya’da en büyük Engizis-                                                          ehli” olarak kabul edilen
        yona maruz kaldıktan                         verilmiştir...”                     Hristiyan ve Musevi
        sonra Osmanlı ülkesine                                                           cemaatlerine geniş bir
        sığınmalarına neden                                                              özerkliği öngören millet
        olmuştur. Osmanlı’da önemli görevlerde bulunan ve
                                                              sistemi gayrimüslimlere, din ve özel hukuk ilişkileri-
        sosyo-ekonomik düzen içinde belli bir ağırlığı olan
                                                              ne de müsamahayı sağlarken, öte taraftan, onların
        Yahudiler, Rum ve Ermeni cemaatleri gibi Hahamba-
        şı önderliğinde bir millet olarak teşkilatlandırılmış,   Müslümanlardan tasnif edilerek ayrılmasını, hüviyet-
        kendi Havralarına sahip olma ve özgürce ibadet etme  lerinin belirlenmesini ve dini hassasiyetlerinin ko-
        hakkına sahip olmuşlardır. Diğer cemaat liderlerin-   ruma altına alınmasını temin etmiştir. Bu bağlamda
        den farklı olarak ruhani lider olmaktan ziyade top-   Müslüman olmayan bu gruplara, geleneksel cemaat
        luluk yöneticisi niteliğinde bulunan Hahambaşı’ya,
        Yahudilere ait davaları görme, Yahudilerden alınacak   yapılarını sürdürmelerine imkân tanıyan geniş bir
                                                              özerklik verilmiştir.
        vergileri toplama gibi yetkiler verilmişti. Bu özerk-
        lik sayesinde Yahudiler kendi inanç ve geleneklerini   Sonuç olarak diyebiliriz ki islami esaslara göre kuru-
        koruyup günümüze aktarabilmişlerdir. Özellikle tıp    lan Osmanlı Devleti’nde de, gayrimüslimlerin idari ve
        alanında uzmanlaşmış kişilerdir. Osmanlı ülkesinde
                                                              hukuki statülerinin belirlenmesinde İslam Hukuku’n-
        kültürel hayatın gelişiminde de Yahudilerin etkilerine
                                                              daki “zimmet” kurumu esas alınmıştır. Osmanlılar
        rastlanır. Yahudiler, Osmanlı’da matbaanın ilk kuru-
        cuları olarak dikkat çeker. Bu öncü girişimden sonra   fethedilen topraklarda yerleşmiş bulunan veya göç
        16. yüzyıla gelindiğinde Türkler ticaret, diplomasi ve   yoluyla gelen, farklı din ve kültüre mensup “Zimmî”
        birçok mali konuda da çok geniş ölçüde Yahudilere     adı verilen gayrimüslim guruplara İslam Hukuku’n-
        güvenlerini göstermişlerdir.                          daki zimmet anlaşması gereğince dinlerini muhafaza

        Osmanlı Devleti’nde Müslüman olmadıkları için şer’i   ederek devlet güvencesinde yaşama hakkı tanımış-
                                                              lardır.
        hükümlerin uygulanması imkânı bulunmayan gayri-
        müslimlerin, belli sınırlar içerisinde kendi sosyal ve

        dini yaşamlarını düzenlemelerine izin verilmiştir. İs-
        lam anlayışında din kurumu, iman ve ibadet esasla-

                                                                                                  Rodop Rüzgârı - 9
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16