“Göçün Acısında Birleşen Gönüller” Fotoğraf Sergisi Açıldı

    Previous Next

    “Göçün Acısında Birleşen Gönüller” Fotoğraf Sergisi Açıldı

    Trakyalılar Yardımlaşma, Dayanışma, Araştırma ve Tanıtma Vakfı tarafından Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde düzenlenen, “Göçün Acısında Birleşen Gönüller” fotoğraf sergisi 16.11.2018 akşamı Birlik salonunda açıldı. Açılışta, İskeçe S. Müftüsü Ahmet Mete’nin, “Göçler ibret olmalı. Göçlerin nereye yapılması gerektiği konusunda insanlar fikir üretmeli ve yapılan göçlerden ibret alınmalıdır.” Sözleri damgasını vurdu.

    Etkinliğe; Trakyalılar Vakfı Genel Başkanı Mustafa Gökhan Özgöç ve Y.K. üyeleri, T.C. Gümülcine Muavin Konsolosu İbrahim Sakli, İskeçe S. Müftüsü Ahmet Mete, Gümülcine S. Müftü Yardımcısı Fehim Ahmet, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necat Ahmet, BAKEŞ G. Müdürü Pervin Hayrullah, Büyük Müsellim Folklor Derneği Başkanı Naim Kazım, Gümülcine Belediyesi meclis üyeleri Emre Ahmet ve Sibel Mustafoğlu’nun yanı sıra sanatseverler katıldı.

    Sergide ayrıca, T.Ü. Balkan Araştırma Enstitüsü, Balkan Müzik Kültürleri Anabilimdalı Öğr. Üyesi Evrim Kaşıkçı Balkan müziklerinden örnekler sundu ve Rumeli coğrafyasına ait şarkıları büyük bir başarıyla dinleyicilere sundu.

    GÖÇMENLİK BUĞULU BİR CAM HALİDİR

    Etkinlikte yapılan konuşmalarda, Trakyalılar Vakfı olarak Trakya’nın gelişimi, kalkınması, kültür ve değerlerinin tanıtılması için faaliyet gösterdiklerini ve öğrencilere burs verdiklerini belirten Trakyalılar Vakfı Genel Başkanı Mustafa Gökhan Özgöç, “Balkanlar coğrafyasının kaderinde göç var. Göç gerçeği yakın tarihimizde de devam etmektedir. Çok iyi biliyoruz ki burada bulunan herkesin yaşamında göçle yoğrulmuş hikayeler var. ” Görüşlerini ifade etti ve konuşmasını şöyle tamamladı “Aramızda her ne kadar fiziki sınırlar olsa da gönül birliğimizin sınır tanımadığını, aynı ailenin iki çocuğunun bu sınırlarla koparılmayacağını göstermek istedik.

    Bir şairin deyişiyle göçmenlik buğulu bir cam halidir. Ne sen dışarısını net olarak görebilirsin, ne de sana dışarıdan bakanlar içerisini net olarak görebilir.

    Biz, Meriç’in iki yakası bir araya geldikçe, sizlerin gözlerinizdeki samimiyeti, kalplerinizdeki sıcaklığı hissettikçe, bu buğunun ortadan kalkabileceğine inanıyoruz.”

    KOCA YÜREKLİ İNSANLAR, TORUNLARI İÇİN DAHA YAŞANILABİLİR BİR GELECEK HAZIRLAYABİLME UMUDU İLE BİR UMUT YOLCULUĞUNA ÇIKMIŞLARDIR.

    “Göçün Acısında Birleşen Gönüller” resim sergisinde hem tarihsel hem de kültürel olarak yaşanılan acıları ve zorlukları bir kez daha anımsayacağız. 93 harbi sırasında ve sonrasında, Balkanlar ve Kafkasya’da etnik temizlikler ve yer yer kırımlar görülmüş, sağ kalan ve sayıları bir milyonu aşkın olan Osmanlı vatandaşları ise dev göç dalgaları ile Anadolu’ya ulaşmıştır.” Sözleriyle konuşmasına başlayan Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necat Ahmet, Osmanlı küçülürken Türk nüfusun sürgün edildiğini ve insanların Anadolu’ya göç ettiklerini söyledi ve konuşmasını şöyle tamamladı:

    “Kendi doğup, büyüdüğü, evlenip düğün dernek yaptığı, çocuklarının sokaklarında oyunlar oynadığı bu toprakları bırakmak herkes için zor olsa da bu topraklarda kalmanın, göç etmekten daha zor olduğu şartlar altında hayatlarını idame ettirmeleri mümkün olmadığından, birçoğumuzun dedesi ninesi gibi, insanlarımız da bugün ki Anadolu topraklarının yolunu tutmuştur. Geriye kalan güzel günleri, anılarını ve hatıralını bir bavula sığdırmak zorunda kalan bu koca yürekli insanlar, bugün bizler için torunları için daha yaşanılabilir bir gelecek hazırlayabilme umudu ile bir umut yolculuğuna çıkmışlardır.

    Peki ya “Kalanlar” diye soracak olursanız, hepimizin hafızalarında hala taze olan 1989 göçü buna en iyi örnek olabilecek hadisedir. Bir zamanlar çoğunluk olan azınlığın etnik kökenini, inancını, töresini, örfünü ve âdetini isim değiştirme ve akla hayale gelmeyen baskılar yaparak engellemeye çalışan devlet yöneticileri nihai amaçlarına ulaşmış ve halkı göç etmeye mecbur kılmıştır. Bizler bugün ki sergide madalyonun ikinci yüzünü göreceğiz. Bir devrin kapanışını ve tren vagonlarında, at arabalarında prangalara vurulan umutları ve hayalleri acı ve üzüntü ile yâd edeceğiz.”

    GÖÇ HADİSESİ İNSANLARLA BİRLİKTE DEVAM EDECEKTİR

    “Göç olayı sadece bugün yaşanan bir olay değil. İnsanlığın dünyaya göçüyle başlamıştır. Tarih içerisinde çeşitli vesilelerle devam etmiş ve bugün de devam ediyor. Anlaşılıyor ki gelecekte de devam edecek bir süreçtir. ” Sözleriyle konuşmasına başlayan Gümülcine S. Müftü Yardımcısı Fehim Ahmet, Balkan coğrafyasında yaşayan Müslümanların bu acıyı fazlasıyla yaşadığını, her ailede buna dair hikayelerin anlatıldığını belirtti ve sözlerini şöyle tamamladı:

    “Göçü bazen bir hüzün olarak yaşarız, bazen bir şiir, bazen de aşk romanlarına konu olabilecek kadar geniş bir olgudur. Öyle anlıyoruz ki göç hadisesi insanlarla birlikte devam edecektir. Bu bazen savaşlarla, bazen de bugün yaşandığı gibi ekonomik krizlerle bölgelerini, yerlerini değiştirmek şekilde karşımıza çıkacaktır. Önemli olan şudur: Yaşadığımız ortamda, çağda, göç noktasında sıkıntılar yaşamayacak hayatı tercih etmek, bunun önlemlerini almak ve yaşanabilecek travmaları en aza indirmek için elbirliğiyle çalışılması gerekir. Bu nedenle serginin en azından bizlere böyle bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz.”

    ARTIK BURALAR BİZİM İÇİN ZOR OLDU! AZINLIK ÇEKEMİYOR, KALDIRAMIYOR ARTIK!

    “Bu akşam göçün acısını hissediyoruz, dinliyoruz. Dedeler çekti, anneler çekti biz bugün bu göçün gölgesinde buluştuk, ama buluşamayanlar da var.” Görüşlerini ifade ederek konuşmasına başlayan İskeçe S. Müftüsü Ahmet Mete, Bulgaristan’la ilgili anılarını anlattı. Oradaki akrabalarını kaybettiklerini, ne Hıristiyan ne de Müslüman olduklarını, çocukların Bulgar isimleri aldıklarını, Bulgarlaştıklarını ve dinsizleştiklerini belirtti ve sözlerini şöyle tamamladı: “Batı Trakya’dan iki devletin kabul ettiği göçlerin haricinde kaç kişi ailesini bırakıp okumaya gitti ve kaldı. Hele şimdi kaç kişi Avrupa’ya göç ediyor? Bunu hiç düşünüyor muyuz? Batı Trakya boşaldı! Balkan ve ova köylerine gidin hep yaşlılar kalmış. Gençler hepsi Avrupa’ya gitmiş!

    GÖÇLER İBRET OLMALI

    Şimdi Türkiye’ye göç eden ister Bulgaristan’dan, ister Batı Trakya haricindeki Türkler olsun şanslı bir göç yaşadılar; Anavatan’a gittiler. Almanya’ya, İtalya’ya, Fransa’ya gidenler nereye gidiyor? Çok zor ve acı bir durum. Üçüncü kuşağın ne olacağını biraz önce Bulgaristan örneğinde verdim; orada baskıyla, diğer ülkelerde baskı olmadan ki çok eskiden gidenlerin torunlarını görüyoruz. Çok farklı bir hayat tarzı ve yaşantıları var.

    Göçler ibret olmalı. Göçlerin nereye yapılması gerektiği konusunda insanlar fikir üretmeli ve yapılan göçlerden ibret alınmalıdır. Peygamberimiz de Mekke’den Medine’ye göç etti. Oradan İslâmiyet’in ışığı yayıldı. Kısacası gidilecek yerler kazanım olabilecek yerler olsun, kaybın yaşanacağı yerler olmasın.

    Bir de göç edemeyenler var. Burada bırakılanlar var. Bunları ne yapacağız? Bunların durumu çok kötü. Bunların durumu gittikçe daha kötüye gidiyor.

    Artık buralar bizim için zor oldu! Azınlık çekemiyor, kaldıramıyor artık! Çocuklarımızı nasıl okutacağız? Yarınların nasıl olacağı konusunda iyimser düşünemiyoruz ve herhangi bir umut taşıyamıyoruz. Yetkililerin buna eğilmelerini istiyoruz.

    Göç edenler mi şanslı, burada kalanlar mı? Ben bunu hep sorguluyorum. Maalesef şunu çok söylüyorum: Sıkıntılar oldu, aileler dağıldı, ama üçüncü kuşak kurtuldu. Buradakiler hep aynı yerde, sıkıntı ve dertlerin içerisinde yaşıyoruz ki üçüncü kuşakların bile garantisi yok!”

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.