Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği eski genel başkanı Ferruh Özkan Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’e gönderdiği mesajda, ilginç bir çıkışta bulunarak devletin atadığı Müftü Meço Cemali’nin “Başmüftü” olarak İbrahim Şerif ve Ahmet Mete tarafından seçilmesini önerdi. Özkan, Yunanistan’ın bu öneriyi kabul edebileceğini ve Batı Trakya’ya çok önemli bir koridor açılacağını vurguladı.
Ferruz Özkan’ın 01/08/2011 tarihinde Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’e gönderdiği ve 20 Ağustos günü basına ilettiği mesaj ise şöyle:
01/08/2011
İSTANBUL
KONU: Batı Trakya’da Başmüftülük ve Müftülükler Sorununa Çözüm Önerisi
T.C. Cumhurbaşkanı,
Sayın Abdullah GÜL,
Hükümetimizin İnsan Hakları konusunda atmış olduğu değerli adımlar karşılığında İstanbul Rumlarının hakları ile ilgili kat edilen mesafe yanında, Batı Trakya’daki Müslüman Türk kardeşlerimizin 21. yüzyılda hali hazırda Başmüftülerini seçememeleri ve seçtikleri müftüleri Yunanistan’ın atamaması insanlık dramı olarak değerlendirilebilir. Bu değerlendirme ışığında Batı Trakya’daki Başmüftülük ve Müftülükler sorunu konusunda aşağıda değerli görüşlerinize sunduğum çözüm önerilerimin çok acil bir şekilde gündeme alınması gerektiği kanaatini taşımaktayım.
Yunanistan’daki Batı Trakya Türklerinin Hukuki Statüsü
Yunanistan’daki Batı Trakya Türk azınlığının hukuki statüsünü düzenleyen antlaşmalar vardır. 1881 İstanbul, 1913 Atina, 1920 Sevr (Yunanistan’daki Azınlıkların Korunmasına Dair Sevr), 1923 Lozan Barış Antlaşması. Yunanistan’da bazı çevreler 1923 tarihli Lozan Konferansında, Lozan’dan önceki antlaşmaların feshedildiğini öne sürmektedir. Bu iddiaları doğru değildir Yunanistan Yargıtay’ı 1980 yılında 1723 sayılı kararında bu antlaşmaları dayanak göstererek hüküm vermiştir.
Diğer taraftan 1931 yılının Ekim ayında, Yunanistan’ı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı İsmet İnönü ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Yunan hükümetinden “Batı Trakya’daki İslâm Mahkemelerinin lağvedilmesini isterler”. Ancak o dönemin Yunanistan Başbakanı Venizelos, bu talebe karşılık şöyle bir cevap verir; “Yunanistan’ın İslâm Mahkemelerini lağvetmesi, Yunanistan’ın azınlıklar konusunda üstlendiği uluslararası yükümlülüklerinin ihlâli anlamına gelir.” Bu sözler 1923 tarihli Lozan Konferansına bizzat katılan Yunanistan Başbakanına aittir.
1925 yılında ise Yunanistan Dışişleri Bakanlığının yaptığı bir açıklama daha da dikkat çekicidir. Bu açıklamada, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı; 1913 Atina Antlaşmasının şahsın hukuku ile ilgili hükümlerin yürürlükte olduğunu ve genel olarak ne yaşanan savaş durumunun (1919 – 1922) ne de Lozan Antlaşmasının, 1913 tarihli Atina Barış Antlaşmasını açıkça feshettiğini ve de aksine bunların yürürlükte olduğunu belirtmektedir.
Başmüftülük Müftülükler Sorunu
Avrupa Birliği üyesi Yunanistan’da, Yunanistan antlaşmalarla yükümlülük altına girdiği, Yunanistan’daki Müslümanlarca Müftü seçimini engellemekte ve atama yöntemini uygulamaktadır. Gümülcine ve İskeçe’de Türkler 1913 Atina Barış Antlaşmasının 11. maddesi hükümlerine uygun bir biçimde Müftülerini seçmişlerdir. Ancak Yunanistan yöneticileri seçilmiş Müftü’yü hukuken ve resmen tanımamaktadır. Bu konuda uluslararası hukuka ve antlaşmalara direnmektedir. Başka bir deyişle ihlâl etmektedir. Kendi atadığı Müftü’yü tanımaktadır. Yunanistan’daki Müslüman Batı Trakya Türkleri, seçimle işbaşına gelen İskeçe ve Gümülcine Müftüleri BAŞMÜFTÜYÜ SEÇEREK Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu’nun ONAYI ile Başmüftülük Müftülükler Sorununu 1913 tarihli Atina Barış Antlaşmasında öngörülmüş şekliyle hayata geçirmiş olur.
Çözüm Önerisi
1- İskeçe atanmış Müftüsü Mehmet Emin Şinikoğlu’nun Ağustos ayı içinde görev süresi sona ermektedir. Yeni atama yapılıp mevcut düzenin devam etmemesi icin seçilmiş Müftü Ahmet Mete’ye Yunanistan tarafından mazbatasının verilmesi sağlanmalıdır.
2 -Gümülcine seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif’e Yunanistan tarafından mazbatasının verilmesi sağlanmalıdır.
3- Başmüftülük makamına da, yirmi seneyi aşkın bir süre Gümülcine’de atanmış müftü olarak görev yapan Meço Cemali’nin iki müftümüz tarafından seçilmesi sağlanırsa, hem Yunanistan’ın kabul edebileceği bir çözüm önerisi sağlanabilir, hem de Batı Trakya’ya çok önemli bir koridor açılabilir.
Bu konularda çok acil bir girişimde bulunulması gerektiğine inanmaktayım.
Yüksek müsadenizle bilgilerinize arzederim.
51. Dönem Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı
Gönüllü Batı Trakya İyiniyet Elçisi
Saygılarımla